ŞARKIN DEHASI İBN SİNA
Bu eser İbn Sina'nın gençlik yıllarında yani 34 yaşına kadar başından geçenleri anlatmakla beraber verdiği mücadele ve ilginç olayların yanı sıra, kaleme aldığı eserleri, çalışma azmi, künyesini ve ilmini de ele almaktadır. Sevgi ve sadakatini düzenli yaşaması, spor ve sağlığa verdiği değer, sağlıklı yaşamanın sırlarını keşfetmekle kalmayıp, doğanın enerjisinden yararlanmanın kapılarını da aralıyor...
Bir tabibin karakteri nasıl olmalı? Harezm Şah’ın ilim aşkı ve ilme verdiği değer, ilimin gelişmesi için ne yapmalı ve nasıl bir ortamda ilim gelişir. O ortamı nasıl sağladı, ilim adamlarına verdiği değer ve onları rahatlatan bir ortam nasıl olmalıydı… Gelecek kuşaklara bunu öğretti. Bu konuda çağın filozoflarıyla yaptığı karşılıklı konuşma ve iştişareleri de içermektedir.
Harezm Şah’ın devlet encümeninin meclisindeki filozofların en yaşlısı, filozof ve tabib Ebül-Hayr Nasrani, çağın astroloji, astronomi ve matematik alanındaki en büyük âlimi Ebü Reyhan Biruni, meşhur hekim ve matematikçi Ebu Nasr, ünlü tabib ve bilgin Ebu Sehl İsa b.Yahya ve meşhur bilgin ve tabib Ebu Ali b.Abdillah Sina, bu meclis ilim ve toplum için nasıl çalışıyordu, bu konuda neler düşünüyor, gelecek kuşakların ilerlemesi için nelere ihtiyaç var, bu konuda bu filozofları ayrı ayrı konuşturduktan sonra...
Ebul -Hayr Nasranî ve Ebu Ali b.Abdillah Sina'dan insanlık toplumuna hizmet konusunda ondan çok parlak ve orijinal fikirlerinden gelecek nesillere yön verecek bir gelecek görüyordu. Bu güne kadar insanlık toplumu için böyle ufuk açıcı bir eser okumadım desem yeridir...
Fakat Gazneli Mahmud'un her şeye sahip olma ve her şeyi kendi tekeline alma hırsı bu güzel meclisin dağılmasına sebeb olmakla beraber onun zulmünden kaçmak mecburiyetinde kalan tabîblerin, bir kısmı çöl fırtınalarına kapılan tabîblerin doğa şartları karşısındaki çektiği işkence ve serüvenine kadar değerli bilgiler içermektedir...
Bu hicretten sonra Gürgan’a varan İbn Sina'nın mezardan aldığı ölünün mucizevi tedavisinin sonucu Şirazlı tüccarın tekrar hayatına kavuşmasına vesile oldu. Benzeri bi mucizesi de Emir Şahin'in oğlu ve annesi Şahbanu'nun ciğer paresi Şehriyar ‘ın tedavisi sonucunda teklif edilen para, mal ve servetleri nasıl elinin tersiyle geri çevirdiğine dair onurlu duruşuyla, tıp mesleğinin nasıl bir hizmet olduğunu dünyaya öğretmiş oldu. Fahrettin Razi'nin dediği gibi, hastalara az paraya ve mala çok ilgi duyan mukallit ve cahil tabibler gerçekte birer katilden öte birşey değildir.
İbn Sina, bir kere daha tıp ahlakının nasıl olmasını dünyaya gösterdiği gibi, çağımızın tıp mesleğini sadece çıkar için seçen bazı çıkarcılara tıp mantığının nasıl olması gerektiği açısında da yol gösterici olmuştur...
İbn Sina'nın bu davranışları karşısında çıkarcı tıp çevrelerinin çıkarları tehlikeye girince nasıl bir iftira kampanyası başlattığına tanık oldu ve entrikalara karşı sarsılmadan direndi.
Bu kitap 57yıl yaşayan İbn Sina'nın sadece 34 yaşına kadar olan yaşantısını almıştır örneklik bakımından. Keşke bütün hayatını alsaydı ne güzel olurdu.
Kısacası bu kitap İbn Sina'nın şahsiyetini, karakterini, ilmini uzmanlık alanlarını, tıp ilminin edebini, insan ve insanlara verdiği değeri ve insan sevgisini ve insanların nasıl bir değere layık olduğunu ortaya koymaktadır gelecek nesillere nasıl davranılması konusunda yol göstermektedir...
Tabiri caizse tarih boyunca insanlık alemine ve tıp dünyasına vermek istediği dersi vermiştir...
*Şarkın Dehası İbni Sina, Nurullah Larudi, Çeviren: Ahmet Çelik, İnsan Yayınları, 3. Baskı, 2011, İstanbul