OTORİTER REJİMLER-M. Şevket TATAR

10.09.2023 18:28:21
M. Şevket TATAR

M. Şevket TATAR

Kahta Havadis yazarı Şevket Tatar, takipçilerimiz için İslam Topraklarında Otoriter Rejimler adlı kitabının tahlilini gerçekleştirdi.

 
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınlarından çıkan Pierre - Jean Luizard'ın 'İslam Topraklarında Otoriter Rejimler' adlı kitabının tahlilini yazarımız şu şekilde yaptı;
 
Laiklik, bir fikir olarak, Müslüman dünyasında Avrupa’ya kıyasla daha geç ortaya çıkmış ve 19.Yüzyılda Batı hâkimiyeti veya etkisi altına girmiş ülkelerde şekillenmeye başlamıştır. İtalyan ve Fransız mason locaları, o dönemde laik ideallerin özellikle de Osmanlı imparatorluğunun askeri okullardaki subaylar arasında yayılmasında önemli bir rol oynamışlardır. Hazırlık aşamasını Jön Türklerde tamamlayan laiklik düşüncesi, Birinci dünya savaşı sonrasında Mustafa Kemal'in uyguladığı sert reformlarla gün yüzüne çıkmıştır. Kemalizm’de olduğu gibi devletin dine hakim olması gerektiği düşüncesi git gide yayılmış ve birlik prensiplerini ırk, dil veya milli iradede arayacak olan milliyetçi ideolojilerin yeşermesine tanık olmuştur.
İslam topraklarında laiklik fikri, öncelikle batı hâkimiyeti altına girmiş topraklarda ortaya çıkmış. Daha sonra bu örneklerle Müslüman başka ülkelere yayılmış; kimi zaman başarıya ulaşmış, kimi zaman da başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ancak her ülkenin kendi tarihi ve konjonktürüyle gelişimi ve sonuçları farklı olmuştur. Türkiye, laikliğin entegrasyonunda başarılı olabilmişken diğer Müslüman ülkelerde tam bir uyum sağlanmamıştır. Çalışmalarını CNRS'de ( Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi) Sürdüren Pierre-Jean Luizard karşılaştırmalı olarak İslam topraklarında otoriter laikliğin izini sürmekte. Nedenlerini, gelişimlerini ve sonuçlarını Türkiye, İran, Arap coğrafyası ve kuzey Afrika özellerinde ortaya koymaktadır. Türkiye ve İran örnekleri başlangıçta birbirleriyle benzerlikler gösterse de hem toplumların farklılıkları hem de yıllar içindeki uygulamalar nedeniyle gelişimleri birbirlerinden tamamen ayrılır. Birinci dünya savaşının ardından ulus-devlet haline gelen Türkiye laik bir sivil din arayışına geçer ve bu konuda elde ettiği başarı, onun Arap ülkeleri tarafından örnek alınmasına kadar varır. Başlangıçta yakın amaçlarla yola çıkan İran'da ise durum farklı bir yönde ilerler. İran, bir İslam devrimine giderken Türkiye demokratik problemleriyle boğuşarak öncesinde ve sonrasında askeri darbeler yaşar Arap ülkeleri ve Kuzey Afrika'da ise laikleşme ve demokrasi hareketlerinin seyri, bu iki ülkeden farklı yöndedir.
Laik Müslüman ülkelerde demokratikleşmeye giden bir araç olabilir mi? Pierre-Jean Luizard bu çalışmasında otoriter rejimler ile sağlanmaya çalışılan laikliğin İslam topraklarında gelişmesinin süreçlerini sonuçlarını farklılıklarını ve bunun yanında ortak noktalarını da incelerken, Türkiye ve İran'ın yanı sıra, Başta Irak, Suriye, Tunus, Cezayir ve Mısır olmak üzere İslam topraklarından örnekler üzerinden gitmektedir.
 
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları


Tüm Hakları Saklıdır © 2021 Kahta Havadis | Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.